Erzurum yenilgisi sonrası Sivas deplasmanında alınan 1 puan biraz olsun umut vermişti ama, Kayserispor maçında sıfır çekmek çok büyük hayal kırıklığı oldu.
Zira sakat durumdaki Bolingi ve Sarlija dışında tüm transferler sahadaydı.
Bunun üstüne transferin son gününde bir terslik olmazsa Endri Çekiçi eklenecek, onun dışında başka takviye zor gibi. Yani uzun lafın kısası, bu sezon bu kadro ile geçecek.Fuat Çapa maç sonunda oyuncularının “yumuşak” kalmasından şikayetçiydi.
Şikayetinde haklı ama bu takımın atletik bakımdan rakiplerden geride kaldığı da çok açık. Savunmada Kitsiou ve Pitno, orta sahada Diousse, Alper, Paintsil, Saba 1.80’in altında. Pazdan, Lukasik, Voca 1.80 – 1.81. Kanatta Adzic 1.84, ileri uçta Borven 1.85 ama güçlü kuvvetli değil. Yeni gelecek Çekiçi de 1.78 ve fizik gücü zayıf. Bu tabloda mücadele işi kalıyor Sarlija, Erdi ve Bolingi’nin üstüne.
Takım çok koşsa, topa rakipten fazla da sahip olsa, ikili mücadeleleri ve topu kaybetmek yenilgiyi beraberinde getiriyor.Peki çözümü yok mu? Elbette var. Rakip takımların savunma ve hücum hatlarındaki özellikle siyahi güçlü kuvvetli oyuncuları karşısında, bireysel yetenekleri değil, takım oyununu ön plana çıkarmak, çabukluğu kullanıp etkili pas ağıyla rakip kaleye ulaşmak gerek.
Onun için de zamana ihtiyaç var.Olur mu derseniz? Ondan çok emin değilim açıkçası. Borven’ın gol kokusunu iyi alıyor, ilk maçta kaçırmış olsa da, iyi yer tutup topa doğru vuruyor. Yapılması gereken onu beslemek.
Şimdiye kadar bekleneni veremeyen Paintsil ve Adzic çizgiye yapışıp kalıyor. Borven’e yakın oynamaları, paslarıyla beslemeleri şart.
Bu sezon bu takımın en büyük avantajı ise genç olması. Sezon 40 maça çıktı, devre arası tatili de olmayacak. Yaşlı takımlar ikinci bölümde yorgun düşerken, işler iyi giderse Ankaragücü hem takım niteliğini kazanacak hem de diri kalıp çıkış yakalayacak. Ama dediğim gibi: Herşey yolunda gider, evdeki hesap çarşıya uyarsa. Dilerim uyar!