Futbolda kazanmak da var kaybetmek de.
Futbolcu da teknik adım da gününde olmayabilir ya da hata yapabilir.
Önemli olan hatayı kabullenmek, kusuru başkalarının üzerine bırakmamaktır.
Sezonun daha ilk maçı sonrası Fuat Çapa’ya yaptığım eleştirinin nedeni tam da buydu. Yanlış ilk 11 tercihi ve üstüne bir de yanlış oyuncu değişiklikleri mağlubiyeti getirmiş, o ise kusuru sahadaki futbolculara yüklemişti. O nedenle Sivas maçı onun için de psikolojisi zor bir maçtı. Bu kez maça iyi kurgulanmış bir 11 ve tribünleri tatmin edecek futbol anlayışıyla başladı.
Ankaragücü yıllar sonra ilk kez bir 45 dakikayı rakibinden daha fazla topa sahip olarak ve isabetli pas yaparak tamamladı. Bolingi’nin kafa vuruşu Samassa’ya takılmasa, Ankara’ya yüksek olasılıkla cepte 3 puanla dönülecekti.
Gelelim bireysel karneye.
Kaleci Friedrich’e az şut geldi ama son bölümde kritik kurtarışlara imza attı. Kitsiou ve Pinto beklenen performanslarına yakındı. Pazdan alışık olmadığı sağ stoperi topu oyuna sürerken biraz yadırgadı ama genel anlamda çok yerinde müdahaleler yaptı, formdaydı.
Erdi ilk maçında 40 yıllık Ankaragüçlü gibiydi. Umarım ilerleyen haftalarda yine forma bulur, takımın değişmezi olur. Diousse riski sevse de iyi işler yaptı, savunma hücum geçişini Lukasik ile birlikte toparladı.
Adzic ile Paintsil maalesef beklentinin bir hayli gerisine düştüler. Alper ise iyi niyetliydi ama hazır olmadığı da her halinden belliydi. Bolgini ise bu sezon gol yükünü sırtlayabilir mi tartışılır ama çalışkanlığı ve gözü kara kimliğiyle taraftarın sevgisini kazanacağı kesin.
Ve yedekten oyuna girenler…
İdriz hakkında konuşmak çin henüz erken. Oyunda kaldığı sürede adaptasyon sorunu yaşadı. Atakan arzulu futboluyla göze çarptı.
Orkan ve Saba ise çaba göstermelerine rağmen yine sonuç üretmekte başarılı olamadılar. Takımın en yenisi Emre ise pek bir varlık gösteremedi. Ligde dördüncü hafta öncesine, birkaç yıl önce Ankaragücü’nün teklifini reddeden Bayram Bektaş bu kez de “bu haftanın telafisi Ankaragücü’nü yenmek olacak” sözleriyle tepki çekti, Güçlüler’i ise adeta motive etti. O nedenle Kayserispor maçı her şart altında Ankaragücü’nün 3 puanla tanışma maçı olmalı. Peki Bolingi’nin sakatlığında golcü sıkıntısı nasıl aşılacak, orası soru işareti.
Çareyi Emre’de aramak için çok erken. Genç Mücahit Can’ın sakatlığı ne durumda, oynasa ne yapar meçhul. Hal böyle olunca gözler transfere çevrilmiş durumda. İyi bir yabancı golcü ve hücuma yönelik orta saha oyuncusuna ilave olarak “acaba Umut Nayir da transferde gündeme gelir mi?” diye düşünmeden edemiyorum.
İki yıl önce Beşiktaş’ı tercih etmesi nedeniyle ona karşı birçok taraftar gibi benim de gönlüm kırık olsa da, Ankaragücü’nün çıkarı açısından değerlendirilebilir. Zira gelecek sene yabancı oyuncu sayısı azaltılırsa, bu takımın çok sayıda yerli oyuncuya ihtiyacı olacak. Yerli santrafor bulmak ise çok ama çok güç.